Günümüzde yaygın olarak ısıtma, kurutma, elektrik üretimi, mineral üretimi gibi birçok alanda uzun yıllardır kullanılan jeotermal santraller çevre dostu yenilenebilir enerji olarak gösterilse de, modern bir jeotermal santrali diyebilmemiz için, santralin, yer altından suyu alarak, eşanjör ve tribünlerinden geçirip, basınç ve sıcaklığından elektrik üretmektedir, jeotermal rezervuarın devamlılığını sağlamak amacıyla yoğuşturma işleminden sonra büyük pompalarla suyu aynı şekilde yer altına pompalayarak , re-enjeksiyon işlemini gerçekleştirmektedir.
Kapalı sistemden suyun dışarı çıkışı olmaz eğer bu işlem yapılmazsa temiz enerji kaynağı olarak bilinen jeotermal enerji santralleri çevre kirliliğine neden olabilme riski bulunmaktadır. Jeotermal gazların ve akışkanların içerisinde bulunan Hidrojen Sülfür, Karbondioksit, Civa , Arsenik, gibi ağır metaller ve sulama suyuyla toprağa karışan borik asit içeren akışkanlar bitkiye sınır değerleri üzerinde olduğunda zarar vermektedir . Jeotermal enerji sistemi bulunan yerlerin çevrelerinde şikayetler her geçen gün artmaktadır. Bu yıl incirde üreticiler, ağaçlarında verim ve kalite düşüklüğü nedeniyle yağmurlardan sonra nem ile oluşan çatlamalar haricinde meyvenin gökyüzüne bakan kısımlarda yumuşamaların jeotermal kaynaklı olabileceği konusunda şikayet etmektedirler, Yetkililer olarak denetimlerin daha sıkı bir şekilde yapılması tüm jeotermal santrallerin çevreye rahatsızlık verici etkilerinin minimuma indirilmesi gerekmektedir. Aydın’ın kendine has ürünlerinin korunmasını ve Dünya’da İncir’ de en yüksek kalite ve verimin olduğu bu bölgenin üretimde devamlılığı sağlanmalı ve korunmalıdır .
Söke Ziraat Odası Başkanı
Mustafa Kemal Kocabaş