ARAZİ MEVCUT TOPRAK DURUMUNU KORUYARAK VE İYİLEŞTİREREK ÇÖLLEŞME RİSKİNİN FARKINDA OLALIM
Ülkemiz toprakları genel itibariyle parçalanma
ve ayrışmaya karşı direnç gösteremeyen rüzgar ve su erozyonuna hassas ,kumlu
yapıda topraklar ve kimyasal erozyona hassas,tuz ve alkali maddelerin fazla
olduğu killi topraklardan oluşmaktadır. Özellikle verimli yüzey toprağın
organik madde içeriği azalıp toprak yapısı zamanla bozulmakta ve yarayışlı
toprak rüzgar ya da yüzey akışın etkisiyle araziden farklı yerlere taşınıp
birikmektedir. .Eğiminde ülkemizde fazla
oluşu çölleşme riskini daha da arttırmaktadır. Yanlış arazi kullanımı nedeniyle
I. II.veIII. sınıf arazilerdeki yaklaşık 172 bin ha arazi yerleşim ve sanayi
alanı olarak kullanılmaktadır. bu
durum sel ve taşkınları tetiklemektedir. Ovamız ise belli bölgelerde su
ve rüzgar erozyonu bakımından hafif şiddetli erozyon bölgesinde olup çokta
önlem alınacak bir durum yokmuş gibi
gözükse de her geçen yıl fazlalaştırılarak kullanılan kimyasal gübreler, topraktaki
besin elementlerinin toksik etki yapması,sulama sularının sodyum oranının artarak
alkaliliği,tuzluluğu tetikleme riski ve ilaçların bilinçsiz kullanılarak
topraktaki yararlı canlı aktivitesini de yok etmesi çoraklaşma ihtimalini göz önünde
bulundurmaktadır.Geleceğimizi düşünerek hareket edersek çölleşmenin ve
erozyonun her hangi bir yanlış bir uygulamada arazilerimize ve bizlere zarar
vereceğini unutmayalım.
SÖKE ZİRAAT ODASI BAŞKANI
M.KEMAL KOCABAŞ