Atmosferdeki sera gazlarının etkisi gün geçtikçe artmakta ve iklim değişiklikliklerine neden olmaktadır. Sera gazlarının oranı, 1750’li yıllarda başlayan sanayi devrimi sonrasında artmaya başlamış, karbondioksit oranı %40’lık bir artış göstererek 280 ppm’den 394 ppm’e ulaşmıştır ve 450 ppm seviyesini geçmemesi gerekmektedir.
Bu duruma en büyük iki neden kömür,
petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtların neden olduğu etki , arazilerin amaç
dışı kullanımı ve ormanların azalmasıdır. Ülkemizde de artan karbondioksit
oranı nedeniyle sıcaklığın ortalama 2-4 derece arasında artacağı gözlenmektedir.
Bu durumda da, kuraklık , biyolojik faaliyetlerde azalma , ani yağışların neden
olacağı taşkınlar ve tarımsal verim kayıplarına
neden olacağı öngörülmektedir. Belirtilen dengesiz hava olayları artık
yavaş yavaş etkisini göstermekte ve tarımsal verim kayıplarını baz aldığımız da
yağışların, sıcaklığın , ışıklanma süresinin ve karbondioksit oranlarındaki artışın
etkisiyle yetiştiriciliğinin yapıldığı
23 kültür bitkisinin alanının daralacağı
, verim kaybı gözleneceği,
yetiştirildiği yerlerin değişeceği , buğday da %20 verim kaybı görüleceği ,börülce, yerfıstığı ,
patates türlerinin 2050’de yok olacağı öngörülmektedir.
Sıcaklık ve kuraklığın etkisiyle bitkiler stomalarını kapatıp , erken
generatif döneme geçmekte ,verimde büyük kayıplara neden olmaktadır. Karbondioksit
artışıyla birlikte sıcaklık artışının etkisi, bitki deseninde büyük değişimlere
neden olacağını göstermektedir. İklim değişikliğinden en az düzeyde
etkilenmemiz için bizlere düşen görev
olabildiğince mevcut suyumuzu ekonomik kullanmak ve muhafaza edebilmek. Orman
ve Sit alanı ilan edilen tarımsal havzaları çoğaltmak ve amaç dışı kullanımını engellemektir.
SÖKE ZİRAAT ODASI BAŞKANI
M.KEMAL KOCABAŞ